|
|
|
|
|
 |
|
 |
MANİLER
Mâniler
Çayda çanak kırılmış
Kız oğlana vurulmuş
Oğlan almam dedikçe
Kız boynuna sarılmış
Coştum coştum duruldum
Kız peşinden yoruldum
Gayri senden vazgeçtim
Ben ablana vuruldum
Emek verip derdiğim
Askere gönderdiğim
Gayri dayanamıyom
Tez gel gönül verdiğim
Yumurtanın sarısı
Yere düştü yarısı
Görümcem verem olmuş
Kaynanama darısı
Koyun keçi otlatırım
Yükseklerden atlatırım
Verselerdi benim yarimi
Düşmanları çatlatırdım
Çeşme başı pıtırak
Gelin kızlar oturak
Ne oturak ne durak
Satılak da kurtulak
Sepet sepet üzüm var
Bende sende gözüm var
Senden başkası haramdır
Dünya ahret sözüm var
Pınara desti koydum
Damla damla olacak
Benim sevdiğim oğlan
Başöğretmen olacak
Dağda tavuk kümesi
Başında allı fesi
Oğlanlar vezir olsa
Yine kızın kölesi
Karşı bağın üzümü
Gelin kırma sözümü
Utandım diyemiyom
Bir öpeyim yüzünü
Mendil aldım onbeşe
Onu serdim güneşe
Gitti yarim gelmeldi
Beni aldı telaşe
Kuş kafese girmiyor
Buna aklım ermiyor
Hiç boşuna ah çekme
Annem beni vermiyor
Kayalar yarılmasın
Yar bana darılmasın
Yar bana darılıp da
Ellere sarılmasın
Hey hızara hızara
Dalda elma gızara
Beni sana vermezler
Başka yerden gız ara
Koyunum var karaman
Gaybolursa araman
Ben bir reçber kızıyım
Şehirliye yaramam
Tut yedim duttu beni
Yarim unuttu beni
Yarı yola varmadan
Hıçkırık tudu beni
Su içtim kana kana,
Sular akar ne yana,
Yüzün birgün görmedim,
Bilmem gidem ne yana.
Kara tavuk olmadın mı
Dallara konmadın mı
Şebek yüzlü kaynanam
Sen gelin olmadın mı.
Toprağında taşında,
Benleri var kaşında,
Sen bahar içindesin,
Bense ömrüm kışında.
Karşıdaki gök ekin
Aldırdım elimdekin
Her soran benzim sorar
Sormazlar kalbimdekin
Gün kavuştu ırakta,
Gözüm karada akta,
Herkesin yari geldi,
Benim yarim uzakta.
Ekim ektim düzlere
Diken oldum gözlere
İşte ben gider oldum
Buralar kalsın sizlere
Duvağı telli gelin,
Gümüşten elli gelin,
Buğulu gözlerinden
Sevdiğin belli gelin.
Yıldırım vurdu bizi,
Dal gibi kırdı bizi,
Araya girdi düşman,
Dağlar ayırdı bizi.
Yüzümde çifte benler,
Hayran oldu görenler
Bilmem nasıl vazgeçe.,
Sana gönül verenler.
Maşrapanın kalayı,
Kızlar çeker halayı,
Allah için söyleyin,
Var mı aşkın kolayı.
Yukarıki dağlardan
Yuvarlandı taş geldi
Mektubunu okurken
Gözlerimden yaş geldi
Bahar gecesi misin ?
Aşkın hecesi misin ?
Misk gibi kokuyorsun
Çiçek bahçesi misin ?
Oy gazeli gazeli
Dağlar çeker nazeli
Orta yerde oynuyor
Annesinin güzeli
Mani mani peşine
Bak şu feleğin işine
Yâre benzer aradım
Rastlamadım eşine
Leblebi koydum tasa
Doldurdum basa basa
Benim yârim çok güzel
Azıcık boydan kısa
Dereler çakıl taşı
Ördekler yeşil başlı
Ben bir yâr sevdim
Al yanaklı çatık kaşlı
Arabası aynalı
Şu oğlana varmalı
Oğlan pek güzel amma
Anası olmamalı
Ayakkabım var benim
Yerler çamur olmasa
Çok canlar yakarım
Yaşım ufak olmasa
Keten gömlek giyemem
Değme yari sevemem
Ben güzel bir yar sevdim
Utanırım diyemem
Penceremde tül perde
Perdenin ucu yerde
Yürek oynar can titrer
Yari gördüğüm yerde
Ben bahçeyi kazamam
Kalemim yok yazamam,
Vallahi tövbeliyim
Ben tövbemi bozamam.
Giderim dur diyen yok,
Kebap oldum yiyen yok,
Annem babam olmazsa
Bana sahip olan yok.
Dağlar dağladı beni,
Gören ağladı beni,
Çarkı kırılası felek,
Çarkına bağladı beni.
Kaleden indim bağa,
Saçım değdi yaprağa,
Ne kız oldum ne gelin,
Cahil girdim toprağa.
Ala karga olaydım
Kavaklara konaydım
Yoldan geçen yolcudan
Ben yârimi soraydım
Sim, sim şekerler
içine gül ekerler
Vermezler sevdiğimi
Günahımı çekerler.
Entarinin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Bu mendil senin olsun
Sil gözünün yaşını.
Ayrılık var ölüm var
Bu dünyada zulüm var
Ben burada eylenmem
Yol gözleyen gülüm var
Toprağında taşında,
Benleri var kaşında,
Sen bahar içindesin,
Bense ömrüm kışında.
Ayakkabım var benim
Ayağıma dar benim
İstanbul'un içinde
Elâ gözlü yâr benim
Duvağın telli gelin
Gümüşten elli gelin
Bu gülü gözlerinden
Sevdiğin belli gelin
Gün kavuştu ırakta,
Gözüm karada akta,
Herkesin yarı geldi,
Benim yarım uzakta.
Armudun dalı yerde
Bülbül ötmez her yerde
Felek bizi ayırdı
Her birimiz her yerde
Al şalım yeşil şalım
Dağlarda dolaşalım
Tenha tenha yerlerde
Seninle buluşalım
Ayva günde pişer mi
Al yanaktan düşer mi
Bir sevip bir ayrılmak
Şansımıza düşer mi
Ay doğar elek gibi
Gün doğar melek gibi
Şu Karaman kızları
Turfanda kelek gibi
Bizim köyün kızları
Sürmelidir gözleri
Gözlerine bakarken
Kaçırdım öküzleri
Bahçelerde badılcan
Ben askere yazılcam
Ben askerden gelince
Gerdan benli kız alcam
Arpa ektim bir evlek
Dadandı kara leylek
Yazın beraber
idik Kışın ayırdı felek
Anadolu uşağı
Köşük bağlar kuşağı
Onu bunu dinlemez
Çeker vurur bıçağı
Bağa girdim üzüm yok
El yarinde gözüm yok
Ben yarimi küstürdüm
Barışmaya yüzüm yok
Ayva dalını eğmeli
Ayvasını yemeli
Komşuda kız dururken
Kime boyun eğmeli
Bugün ayın onudur
Yüküm buğday unudur
Evliye gönül verme
Eve varır unutur
Bahçelerde bal kabak
Açılır tabak tabak
Beni beğenmez iken
Aldığın metaha bak
Uykum geldi esnerim
Yar sinemde beslerim
Yedi türlü meyveyi
Bir manide isterim
Çapa vurdum pancara
Teslim ettim kantara
Hile yapma kantarcı
Basmam artık mantara
Yaylaların yoğurdu
Seni kimler doğurdu
Seni doğuran ana
Bal ile mi yoğurdu
Zindan cihan gözüme
Ah inanmaz sözüme
Öldüğüme yanmazdım
Bir gün gülse yüzüme
Şu dağlar kireç olsa
Duvarı erkeç olsa
Güzel çirkin aramam
Sevdiğim güleç olsa
Şu dağlar olmasaydı
Lalesi solmasaydı
Ölüm Allah'ın emri
Ayrılık olmasaydı
Ufacık iğnesine
Mailim cilvesine
Ben yarime kavuştum
Darısı cümlenize
Ufacık badem içi
Yarimin siyah saçı
Yar derdinden ölürüm
Nedir bunun ilacı
Sarı hırka giyersin
Neden boynun eğersin
Doğru söyle mekteplim
Hangimizi seversin
Sarı pabuç çuhalı
Bizde körük buhalı
Salma eldeki yarı
Şimdiki yarlar pahalı
Pencere parmağına
Düştüm yarin ağına
Bir sofrada olursak
Çay koysam bardağına
Rakımda mezem sensin
Gül yüzlü nazım sensin
Her nereye gidersem
Kalbimde gezen sensin
Limonu soyamadım
Konsola koyamadım
Ne ılık kanın varmış
Ben sana doyamadım
Oldum ben pek avare
Gidin söyleyin yare
Gençliğime acısın
Yakmasın beni nare
Tüfeğim dolu saçma
Gel yarim benden kaçma
Yedi yerde yaram var
Bir yare de sen açma
Ufacık fiske taşı
Yandı yüreğim başı
Ne yarimden haber var
Ne dindi gözüm yaşı
Şu dağlar orman içi
Katipler ferman içi
Bir katip yazı yazmış
Derdime derman içi
Tastan içtim ayranı
Geldi kurban bayramı
Salın benim yarimi
Burda yapsın bayramı
Siyah saçın örgüsü
Yüreğimde sevgisi
Arayıp da bulduğum
Bu da Hûda vergisi
Su gelir bendi gelir
Güzeller fendi gelir
Selam edin yarime
Gelmezse kendi bilir
Sandık üstü gezerim
Üstüne gül dizerim
Zengin evin kızıyım
Gurbet elde gezerim
Sarı ipek bükerim
Gergefimi işlerim
Küçüklüğüme bakmayın
Ben de sevda çekerim
Damda kırat beslerim
Ben İzmirli isterim
Onu bana verseler
Şekerle beslerim
Duman bastı dağlara
Yayıldı ovalara
Ela gözlü Eminem
Geldi mi buralara
Karadağ'da kar kalmadı
Yüreğimde yağ kalmadı
Daha yazacağım çok idi
Mektubumda yer kalmadı
Deniz dibinde börek
Yine ah çekti yürek
Herşeylere dayandın
Buna da dayan yürek
Zora dağlar dayanmaz
Yar sözüme inanmaz
Yıllar sel gibi geçti
Yar gibisi bulunmaz
Zeytinyağı şişesi
Ak gülün menekşesi
Oturmuş yazı yazar
Ciğerimin köşesi
Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Feleğin devri dolsun
Çapraz bağladı beni
Pencerede sarmaşık
Sormadan oldum aşık
Yar kapıdan girince
Elimden düştü kaşık
Rafta duran siniler
El vurmadan iniler
Yar aklıma geldikçe
Kulaklarım çınılar
Ladik halısı mısın
Elmas yarası mısın
Her gelen seni sorar
Bağdat valisi misin
Minarede ezan var
Has bahçede gezen var
Düzce'nin içinde
Yüreğimi ezen var
İki dalda bir kiraz
Biri al biri beyaz
Katip kölen olayım
Bir güzel de bana yaz
Karşıda gördüm seni
Gül ile derdim seni
Gözüme güvenmezken
Yadlara verdim seni
Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Senelerce görmesem
Yine unutmam seni
Havuzum dört köşeli
İçi mermer döşeli
Sararıp soluyorum
Ben bu aşka düşeli
Eğmeler eğmeleri
Beğenmez değmeleri
Yeni fistan diktirdim
Alırsın düğmeleri
Elimde sarı kağıt
Ağlarım saat saat
İşte ben gidiyorum
Oturun rahat rahat
Dama çıkasım geldi
Çadır kurasım geldi
Çadır değil muradım
Seni göresim geldi
Deniz üstü piyade
Muhabbetler ziyade
Ölüm var ayrılık yok
Bizim için dünyada
Çıktım pınar başına
Sabun koydum taşına
Anası kurban olsun
Kızının oynayışına
Dağdan kestim çınarı
Çınarın dalı sarı
Ağlamaktan kurudu
Gözlerimin pınarı
Kara tavuk tepeli
Kulakları küpeli
Beni everiyorlar
Şimdi kızlar şüpheli
Iraftaki siniler
El vurdukça iniler
Köyümde bir yiğit var
Haftada yar yeniler
Fırın üstünde fırın
İnekler geri durun
Güzel yarim geliyor
Altın sandalye kurun
Gül ektim ocak ocak
Deşirdim kucak kucak
Elin gülü kurumuş
Senin ki de domurcak
Elbisesi mor imiş
Yar sevmesi zor imiş
Ben bir tane yar sevdim
Müşterisi çok imiş
FATİH ADIGÜZEL
|
Kılıçözü zemzem akar
Bahçeler gül kokar
Kırşehir'den başkasına
Aklı olan nasıl bakar.
Atlayıp geçti eşiği
Sofrada kaldı kaşığı
Haneye neşe geldi
Bu kız evin yakışığı
Oğlan işlik giyinmiş
Giyinmiş de soyunmuş
Anasına varmışta
Öptüm diye övünmüş
Karanfil kurutmadım
Yar seni unutmadım
Hatırın saydım da
Üstüne yar tutmadım
Elimi yuduğum pınar
Sırtımı verdiğim duvar
Sevdiğim oğlanı yitirdim
Gece gündüz içim yanar
Bahçelerin cücüğü
Severler küçüğü
Pek mi başın büyüdü
Gel gavurun çocuğu
Aslanım herk ediyor
Hergini terk ediyor
Hergin başını yesin
Aslanım elden gidiyor
Çayda çanak kırılmış
Kız oğlana vurulmuş
Oğlan almam dedikçe
Kız boynuna sarılmış
Coştum coştum duruldum
Kız peşinden yoruldum
Gayri senden vazgeçtim
Ben ablana vuruldum
Çıktım Obruk Dağına
Karı dizleyi dizleyi
Yaralarımı azdırdım
Yari gözleyi gözleyi
Emek verip derdiğim
Askere gönderdiğim
Gayri dayanamıyom
Tez gel gönül verdiğim
Patlıcanı oymadın mı
Tadına doymadın mı
Beni kınama anam
Sen cahil olmadın mı
Ben bir gümüş kutuyum
Yar elinden tutayım
Koyur devlet yarimi
Otuz oruç tutayım
Dam başında su durulur
Oğlan gömlek yudurur
Oğlan cahil kız cahil
Şimdi bunla kudurur
Alırım diye aldattı kızımı
Çekip Almana gitmiş
Can bağında tutulasıca
Aynı babasına çekmiş
Yumurtanın sarısı
Yere düştü yarısı
Görümcem verem olmuş
Kaynanama darısı
Çeşme başı pıtırak
Gelin kızlar oturak
Ne oturak ne durak
Satılak da kurtulak
Kırşehir adın ünlüdür
Bağın bahçen güllüdür
Elden ayrıdır insanın
Tatlı dilinden bellidir
Almanya çiftlik gibi
Dumanı iplik gibi
Almanya'ya yar saldım
Kınalı keklik gibi
Yarim gitti gelmiyor
Kimse kadrim bilmiyor
Ayrıldığım günden beri
Gözüm gönlüm gülmüyor
Irmaklar su akmıyor
Yar yüzüme bakmıyor
Başka şehrin gülleri
Kırşehir gibi kokmuyor
Karşıda kara çalı
Kararıp durma çalı
Ben sana varır mıyım
Sümüklü sıracalı
Koyun keçi otlatırım
Yükseklerden atlatırım
Verselerdi benim yarimi
Düşmanları çatlatırdım
Taş dönmüyor dönmüyor
Taştan bulgur inmiyor
Evler kız ile dolu
Biri benim olmuyor
Pınara desti koydum
Damla damla olacak
Benim sevdiğim oğlan
Başöğretmen olacak
Kümbüle bak kümbüle
Hiç teveği yok bile
Askerin karısına
Kirli yazma çok bile
Koyunum arap gibi
Üzümüm şarap gibi
Güzeli olmayan evin
Halleri harap gibi
Sepet sepet üzüm var
Bende sende gözüm var
Senden başkası haramdır
Dünya ahret sözüm var
Uzun uzun kavaklar
At oynatır savaklar
Gel kız bizim eve gir
Varsın olsun duvaklar
Pek salınarak gidiyor
Kervansaray bayırı gibi
Yarim sakal koyurmuş
Dinekbağı çayırı gibi
Bağa girdim üzüme
Gel izime izime
Oğlan yanıma geldi
Gurban ettim yüzüme
Sarımsağı satarlar
Kulbu ile tartarlar
Varmam avrat üstüne
Sıra sıra yatarlar
Dağda tavuk kümesi
Başında allı fesi
Oğlanlar vezir olsa
Yine kızın kölesi
Karşı bağın üzümü
Gelin kırma sözümü
Utandım diyemiyom
Bir öpeyim yüzünü
|
|
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|